Bir cisim belirli bir referans nokta etrafında salınım hareketi
yapıyorsa bu salınım hareketini tanımlamak için kullanılan terim
‘’titreşim’’dir. Başka bir deyişle potansiyel enerjinin kinetik
enerjiye, kinetik enerjinin potansiyel enerjiye dönüşmesi olayına
titreşim (vibrasyon) denir.
Endüstride birçok titreşim kaynağı vardır. Titreşim araç, gereç ve
makinelerin çalışırken oluşturdukları salınım hareketi sonucu meydana
gelir. Çalışmakta olan ve iyi dengelenmemiş araç ve gereçler genellikle
titreşim oluştururlar. Endüstrideki titreşim kaynaklarının genellikle el
ve el parmakları ile kollara ulaşan titreşimleri oluşturan titreşim
kaynaklarıdır. Bunlar; taş kırma makinaları, kömür ve madencilikte
kullanılan pnömatik çekiçler, ormancılıkta kullanılan taşınabilir
testereler, patlatma ve rende makinalarıdır. Bu araçlar dönerek, vurarak
veya hem dönerek hem de vurarak titreşirler. Tüm vücudun etkisi altında
kaldığı titreşim kaynakları da traktör ve kamyon kullanımı, dokuma
tezgahları, yol yapım, bakım, onarım makinaları ile özellikle çelik
konstrüksiyonlu yapılarda titreşime sebep olan makine ve tezgahlardır.
Titreşimin insan Vücuduna Etkileri
- Fiziksel ve Biyomekanik
- Psikolojik ve Sensoryal
- Fizyolojik
- Patolojik Etkiler
Yukarıda bahsedilen etkiler birbiri ile sıkı şekilde ilgilidir.
Titreşim özelliklerini oluşturan faktörlerden en önemlisi frekanstır.
Titreşim tıbbi ve biyolojik etkisi büyük ölçüde şiddetine ve süresine
bağlıdır. İnsan vücuduna belirgin etkisi olan vibrasyonun frekansı
1-1000 Hz arasındadır.
Titreşime neden olan el aletlerini kullanan kişilerde yapılan
ölçümlerde el-kol-vücudun titreşim geçirme oranı 5 Hz de en yüksek
olarak bulunmuştur. İkinci maksimum düzey ise 20 Hz ile 30 Hz
arasındadır.
Titreşim enerjisi avuç içinden el-sırta, elden kola, koldan omuza
geçerken güç kaybına uğrar. Bu hafifleme omuz eklemlerinde en çok olur.
Vücudun mekanik titreşime gösterdiği reaksiyon komplike bir konu olup
çok detaylı bilgi bulunmamaktadır fakat vücutta bazı doku yapılarının
deformasyonu, solunum hızının artması, oksijen tüketiminin artmasına
bağlı olarak enerji harcamasının artması, kalp atım sayısının artması
buna bağlı olarak da kan basıncının artması (5 Hz frekanslı titreşime
maruz kalan kişilerin %50’sinden fazlasında kan basıncında artma
görülmektedir.), performanslar da gerileme, subjektif algılamada
bozulma, merkezi sinir hücrelerinin fonksiyonlarında aksama
görülmektedir. Ayrıca kanda glikoz ve glikojen konsantrasyonun da azalma
olduğu bilinmektedir. Bu değişikliklerden çoğu titreşime maruziyetin
başlangıcında yüksek iken daha sonra normale dönebilir.